Çıralı - Yanartaş Sonsuz Alevlerin Efsanesi
Kemer’den güneye, kıvrılan sahil yolunu takip ettiğinizde doğa birden değişir. Dağlar yükselir, deniz kıyısı sessizleşir ve havada hafif bir sıcaklık hissedilir.
Çıralı köyüne vardığınızda, karşınıza hem mitolojinin hem de doğanın sihirli bir bileşimi çıkar: Yanartaş.
Binlerce yıldır sönmeyen bu doğal alevler, yeryüzünün en ilginç doğa olaylarından biridir.
Dağ yamaçlarından sızan metan gazının oksijenle birleşmesi sonucu oluşan bu alevler, antik dönemlerden beri hiç sönmemiştir. Gündüzleri küçük alevler gibi görünürken, gece karanlığında gökyüzüyle yarışan bir ışık şölenine dönüşür.
Homeros’un İlyada destanında anlatılan Chimera efsanesi, buranın büyüsünü yüzyıllardır yaşatır.
Efsaneye göre, ateş kusan canavar Chimera bu dağın altına hapsedilmiş ve öfkesiyle binlerce yıldır bu alevleri saçmaktadır.
Antik çağ denizcileri bu alevleri denizden görür, onları “ölümsüz ateş” olarak adlandırır ve yönlerini bulmak için kullanırlardı.
Bugün Yanartaş’a çıkan taş patika, doğa yürüyüşü severler için kısa ama etkileyici bir rota sunar.
Zirveye vardığınızda, sessizlik içinde taşların arasından çıkan turuncu alevler size adeta başka bir dünyadaymış hissi verir.
Eğer gece ziyaret ederseniz, gökyüzünde yıldızlarla yarışan bu alevlerin büyüsüne kapılmamanız mümkün değildir.
Aşağıda uzanan Çıralı Sahili ise doğanın en saf hâlini sergiler.
Burada caretta carettaların yumurtlama alanları bulunur; sahil boyunca insan elinin değmediği doğallık hâkimdir. Gündüzleri denizden gelen serin rüzgar, geceleri Yanartaş’ın sıcak nefesiyle birleşir.
Bu bölgede her adım, hem doğanın gücüne hem de efsanelerin ölümsüzlüğüne tanıklık etmenin bir yoludur.
Çıralı – Yanartaş, bir doğa harikasından çok daha fazlasıdır;
burası, mitolojinin kalbinde yanan ateşin hâlâ insan ruhuna dokunduğu yerdir.
