Likya - Zamanın Taşlara İşlediği Uygarlık
Binlerce yıl öncesine, Toros Dağları’nın denizle kucaklaştığı Likya topraklarına hoş geldiniz.
Bugün Kemer ve çevresinde yürüdüğünüz her patika, belki de bir Likyalının attığı adımların izlerini taşır. Bu medeniyet, yalnızca görkemli yapılarıyla değil, aynı zamanda özgürlük anlayışıyla da tarihe damgasını vurmuştur.
M.Ö. 2. binyılda “Lukka Halkı” olarak Hitit tabletlerinde anılan Likyalılar, yüzyıllar sonra Likya Birliği adıyla tarihte bilinen ilk demokratik federasyonu kurmuşlardır. 23 şehirden oluşan bu birlik, her kentin kendi söz hakkına sahip olduğu, eşitlik temelli bir yönetim sistemiyle antik çağın en ileri toplumlarından birini oluşturdu.
Onların sikkelerinde “Likyalıların Birliği” ifadesi yer alır; bu da bağımsızlık ve birlik duygusunu yüzyıllar öncesinden bugüne taşır.
Likya uygarlığının izleri bugün hâlâ Kemer’in çevresindeki antik kentlerde yaşamaya devam eder. Phaselis’in denize uzanan kalıntıları, Olympos’un taş sokakları ve Idyros’un sessiz surları, Likyalıların sanat ve şehircilikte ulaştıkları yüksek düzeyi gözler önüne serer.
En çarpıcı örneklerinden biri olan kaya mezarları, yüksek kayalıkların içine oyulmuş tapınak biçimindeki anıtlarıyla ölümden sonra bile zarafetin sembolü olmuştur.
Likya Yolu’nun bir kısmı Kemer’den geçer; yürüyüşçüler bu kadim patikalar boyunca ilerlerken denizin mavisiyle tarihin taş rengi arasında kaybolur.
Bu yol, yalnızca bir trekking rotası değil, adım adım geçmişe yapılan bir zaman yolculuğudur.
Her nefeste Akdeniz’in tuzlu rüzgârı, binlerce yıl öncesinin özgür halkının ruhunu taşır.
